Doğal Kaynakların Tükenmesi Ekonomik Büyümeyi Nasıl Durdurur?
Yenilenemez doğal kaynaklar esasen ikiye ayrılır: mineral ve fosil hidrokarbonlar. Yenilenemez olmaları büyüme oranlarının insanlar için anlamlı zaman ölçeklerinde sıfır olduğu anlamına gelir. Yenilenemez olmaları nedeniyle kullanımlarıyla birlikte kaçınılmaz olarak tükenirler. Yenilenemez doğal kaynakların endüstriyel üretim için zaruri olduğu düşünüldüğünde tükenmeleri ekonomik büyümeyi nasıl etkiler?
Doğal kaynakların kullanım oranı iki faktör tarafından belirlenir:
1-Kişi başına düşen endüstriyel üretim.
2-Nüfus
Belirli bir teknoloji düzeyi için kişi başına düşen daha fazla endüstriyel üretim ve benzer şekilde daha fazla nüfus daha fazla doğal kaynak kullanımı anlamına gelir. Tarihsel olarak artan nüfus ve ekonomik büyüklüğe paralel olarak doğal kaynakların kullanım oranı da artmıştır.
Endüstriyel üretim, endüstriyel sermaye ile gerçekleştirilir. Daha önceki bir yazıda popülasyon için tanımladığımız pozitif ve negatif geri bildirim döngülerinin oldukça benzeri endüstriyel sermaye için de geçerlidir. Aşağıdaki görselde endüstriyel sermaye için olan geri bildirim döngülerinin yapısı görebilirsiniz.
Popülasyonda olduğu gibi sermaye yıpranma (depreciation) ile küçülür ve yatırım (investment) ile büyür. Yatırım, yıpranmadan büyük olduğunda popülasyonda olduğu gibi endüstriyel sermaye de üstel olarak büyür. Ekonomik büyümenin üstel bir trende sahip olmasının sebebi budur. Endüstriyel sermayeden, endüstriyel üretim yapılır. Endüstriyel üretimin bir kısmı daha fazla endüstriyel sermaye üretmek için yatırılır. Geri kalan kısım tüketim mallarını üretmek için ve hizmet, tarım ve doğal kaynak ekstraksiyon sermayesi olarak kullanılır.
Doğal kaynakların tükenmesi endüstriyel sermayeyi tam olarak nasıl etkiler? Bunu anlamak için aşağıdaki modele göz atmamız gerek. Model iki bileşenden oluşur. İlki yukarıda bahsettiğimiz endüstriyel sermaye için olan geri bildirim döngüleri, diğer kısmı da yenilenemez doğal kaynak döngüsü. Yenilenemez doğal kaynak döngüsü tek bir negatif geri bildirim döngüsünden oluşur.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi doğal kaynakların kullanım oranını belirleyen iki faktör modelde yer almaktadır. Yenilenemez doğal kaynak stoğu büyüme oranı sıfır olduğu için sabit ve sınırlıdır, kullanımla birlikte giderek küçülür. Doğal kaynak stoğunun küçülmesi (tükenmesi) doğal kaynak ekstraksiyonunda kullanılan sermayenin verimliliğini düşürür ve endüstriyel sermayenin daha büyük bir kısmının doğal kaynak ekstraksiyonuna ayrılmasına yol açar. Belirli bir endüstriyel sermaye düzeyi için bu durum endüstriyel üretimin düşmesiyle sonuçlanır. Düşen endüstriyel üretim kişi başı endüstriyel üretimi düşürür ve düşen kişi başı endüstriyel üretim yenilenemez doğal kaynakların daha az tüketilmesiyle sonuçlanır.
Buradaki model doğal kaynakların ekstraksiyon oranının neden zirve yaptığını açıkladığımız yazıdaki modele oldukça benzerdir. O yazıdaki modelde olduğu gibi bu model de iki stokla birlikte, iki negatif ve bir pozitif geri bildirim döngüsünden oluşur. Buradaki modelin farkı sermayeyi birkaç kısma ayırması ve nüfusu da dahil etmesidir. Aşağıdaki görselde sistemin davranışı görülebilir.
Daha basit modellerden bildiğimiz üzere doğal kaynak stoğunun yaklaşık yarısı tükendiğinde doğal kaynağın kullanım ya da ekstraksiyon oranı ve sermayenin büyümesi zirve yapıp düşmektedir. Buradaki model de doğal kaynak stoğunun yaklaşık yarısı tükendiğinde doğal kaynak ekstraksiyonuna ayrılan sermayenin hızlıca yükseldiğini varsaymaktadır. Başka bir ifadeyle doğal kaynak tükenmesi bu noktaya kadar endüstriyel sermayenin büyümesi üzerinde oldukça küçük bir etkiye sahiptir. Grafikteki doğal kaynak ekstraksiyonuna ayrılan sermayeyi gösteren eğrinin S-şekilli olmasının sebebi budur. Etkinin %50 tükenmeden sonra arttığını varsaymak zorunlu değildir, %90 olduğu da varsayılabilir. Fakat burada doğal kaynak tükenmesinin uzun dönemli etkisi modellendiği için doğal kaynak stoğunun sıfıra yaklaştığı noktada doğal kaynak ekstraksiyonuna ayrılan sermaye kısmının da %100’e yaklaşması zorunludur.
Modelde az önce bahsettiğimiz değişken (ekstraksiyona ayrılan sermaye) yoluyla teknolojinin etkisi zımni olarak dahil edilmektedir. Fakat yenilenemez doğal kaynakların sabit ve sınırlı olduğu gerçeğini değiştirmek mümkün olmadığı için teknolojinin mucize üretmesi beklenemez. Benzer şekilde başlangıçtaki doğal kaynak stoğunun büyüklüğünü arttırmak da sistemin genel davranışını değiştirmemektedir ve zirve tarihini çok fazla ileriye atmamaktadır. Örneğin, stoğu 2 katına çıkarmak zirve tarihini sadece 20 yıl geciktirmektedir. Üstel büyümenin doğası nedeniyle bu şaşırtıcı bir sonuç değildir.
Yenilenemez doğal kaynaklara dayalı bir endüstriyel sistem için çöküş kaçınılmazdır. Bu durum toplum için bir problem değil fakat bir dilemma yaratmaktadır. Bu modelde varsayıldığı gibi büyümeyi sınırlandırıcı politikaların uygulanmadığı bir senaryoda endüstriyel sistemin ömrü oldukça kısa sürmekte fakat yüksek bir zirveye ulaşılmaktadır. Alternatif olarak toplum zirveyi aşağı çekerek endüstriyel sistemin ömrünü uzatabilir ve yenilenemez doğal kaynakları daha iyi amaçlar için daha uzun bir süre kullanmayı seçebilir.
Referanslar
Meadows DL, Behrens WW m, Meadows DH, Naill RF, Randers J, Zahn EK. 1974. The Dynamics of Growth in a Finite World. Cam- bridge, MA: MIT Press
Meadows, D. H., Meadows, D. L., & Randers, J. (2004). The limits to growth: The 30-year update. White River Junction, VT: Chelsea Green Publishing Co.