Önceki iki yazıda demografik ve sosyolojik mekanizmalar yoluyla tarım toplumlarının/devletlerinin nasıl çöktüğünü incelemiştik. Bu yazıda demografik-ekolojik mekanizmaların nasıl çöküşe yol açtığını inceleyeceğiz. Tarım toplumları için ekolojik çöküş genellikle düşük olasılıklı bir olay çünkü ekonomik üretimin tamamı yenilenebilir olan toprağın ürünlerine dayanır. Dolayısıyla popülasyon ve yenilenebilir doğal kaynakların tüketimi arasında bir denge kurulabilir. Bununla birlikte doğal kaynakların yenilenebilir olması tükenemez olmasını gerektirmediği için tarım toplumları için ekolojik aşma ve çöküş ihtimal dahilindedir.
Paskalya adası (Rapa Nui) Pasifik Okyanusu’nun güneydoğusunda bulunan yaklaşık 165 km2’lik küçük ve izole bir adadır. Adanın yerli halkı olan Polinezyalı Rapa Nui’lerin en erken 5. Yüzyılda ve en geç 13. Yüzyılda adaya yerleştikleri tahmin edilmektedir. Adanın günümüzdeki ünü Moai olarak bilinen bazıları onlarca ton ağırlığında devasa insan şekilli heykellerinden gelmektedir. Moai’lerin inşası 13. Yüzyıla uzanan geç yerleşim tahminleriyle çakışmaktadır. Ada 1722’de Avrupalılar tarafından keşfedildiğinde bu heykelleri inşa etme kapasitesine sahip kültür çoktan ortadan kalkmıştı. Ne yaklaşık 3 bin kişiden oluşan ada popülasyonu ne de ekonomik olanakları bu tip anıtsal mimariler inşa edebilecek durumda değildi. Özetle Paskalya adası kültürün geçirdiği bütün süreç boyunca tamamen izole halde kalması nedeniyle nadide bir yükseliş ve çöküş vakasıdır.
Arkeolojik kanıtlar Polinezyalı yerleşimcilerin adaya gelmeden önce büyük bir palmiye ormanına sahip olduğunu göstermektedir. Avrupalılar adayı keşfettiklerinde bu ormanlar tamamen yok olmuş haldeydi. Rapa Nui’lerin ormanları kano inşa etmek için, tarım alanı açmak, yakacak odun elde etmek, moaileri taşımak vb. sebeplerle yok ettiği düşünülmektedir. Adanın doğal kaynaklarının tükendiği süreç boyunca Rapa Nui popülasyonu yaklaşık 10 bin bireye kadar yükseldi ve ardından düşüşe geçti.
Yenilenebilir doğal kaynak kullanımının dinamiklerine ilişkin modeller Rapa Nui’lerin çöküşünü inceleyen Brander & Taylor (1998) çalışmasına dayanır. BT modeli, Lotka-Volterra (av-avcı) modelinin bir versiyonudur. Bu durumda insan popülasyonu avcı, yenilenebilir doğal kaynaklar da avdır. Modelin denklemleri şu şekildedir:
Üstteki denklem popülasyon dinamiklerini modeller. Popülasyondaki değişim, mevcut popülasyonunun büyüklüğüne ve büyüme oranına bağlıdır. b – d net doğum oranıdır. Doğurganlık fonksiyonu (ϕαβSt), popülasyonun büyüme oranının doğal kaynak kullanımı tarafından nasıl etkilendiği belirler. Alttaki denklem yenilenebilir doğal kaynak dinamiklerini modeller. Doğal kaynaklar yenilenebilir olduğu için belirli bir oranda (r) büyür. Taşıma kapasitesi K doğal kaynak stoğunun maksimum büyüklüğünü ifade eder. Son olarak, doğal kaynak stoğu, popülasyona ve stoğun büyüklüğüne bağlı olarak küçülür. Durum değişkenlerinin zaman içindeki değişimini aşağıdaki grafikte görebilirsiniz:
Popülasyonun taşıma kapasitesine yumuşak bir şekilde uyum sağlamak yerine aşma ve çöküş davranışı göstermesinin sebebi doğal kaynağın yeniden üretim oranının (r) çok düşük olmasıdır. Modelde parametrenin bu şekilde belirlenme sebebi keyfi değil. Paskalya adasındaki ağaçlar Şili Şarap Palmiyesi (Jubaea chilensis) olarak bilinen çok yavaş büyüyen bir türdür. Bu palmiye türü bütün Polinezya’da sadece Paskalya adasında yetişir. Bu durum neden sadece Rapa Nui’lerin böylesine sert bir çöküş yaşadıklarını açıklamaktadır.
Referanslar
Brander JA, Taylor MS. 1998. The simple economics of Easter Island: a Ricardo-Malthus model of renewable resource use. Am. Econ. Rev. 88(1):119–38